İstişare Ruhu: Diyanet-Sen’in Amasya Buluşması ve Birlik Arayışı

Tarihin sayfalarını çevirdiğimizde, Amasya gibi kadim şehirler bize her zaman bir ders verir. Yeşilırmak’ın kenarında yükselen surlar, Osmanlı’nın izlerini taşıyan konaklar ve o mistik hava… İşte bu büyüleyici fonda, Diyanet-Sen’in 17. İstişare Kurulu Toplantısı gerçekleşti. 

Bu toplantı, sadece bir sendikal etkinlik değil; fikirlerin, gönüllerin ve ortak vicdanın kucaklaştığı bir şiirdi adeta. Genel Başkanımız Sayın Ali Yıldız’ın önderliğinde bir araya gelen yönetim kurulu üyeleri ve istişare heyeti, sendikanın geleceğini yeniden şekillendirirken adeta bir aile sıcaklığında sohbet ettiler. Ben de bu buluşmayı düşünürken aklıma şu soru geliyor: Günümüzün hızlı dünyasında, istişare gibi kadim bir erdem hâlâ ne kadar değerli?

Toplantının detaylarına inelim. Amasya’nın tarih kokan sokakları, bu istişareye mükemmel bir zemin oluşturdu. Burada, sendikal yolculuğun mihenk taşları masaya yatırıldı. Her fikir, teşkilatın yarınlarına düşen bir ışık; her öneri, dayanışma harcına katılan bir umut olarak değerlendirildi. Kadim medeniyetimizin özü olan istişare, Diyanet-Sen için sadece bir yöntem değil, aynı zamanda bir ahlak ve aidiyet biçimidir. Hatırlayın, büyüklerimiz “Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar” derdi – yani hakikat kıvılcımı, fikirlerin çarpışmasından doğar. Bu toplantıda da tam olarak bu yaşandı: Fikirler zarafetle çarpıştı ve yeni yol haritaları çizildi. Elhamdülillah, bu verimli iklimde teşkilatın sorunları ve geleceğe dair hayalleri enine boyuna tartışıldı. Her ses bir yankıya, her kelime ise sendikal hikâyenin yeni bir satırına dönüştü.

Diyanet-Sen’in bu tarihi şehirde toplanması belki de bir tesadüf değildi; bu durum, sendikanın kendi mücadelesine ve din hizmetkârlarının hak arayışına bir göndermeydi adeta. Günümüzde sendikamız sadece maaş pazarlığı yapan kurum olmaktan çıkmış, toplumsal vicdanın da bir temsilcisi hâline gelmiştir. Diyanet-Sen gibi bir yapı, din görevlilerinin sesi olarak hem manevi hem maddi hakları savunurken aynı zamanda güçlü bir birlik-beraberlik mesajı veriyor. Bu toplantıda konuşulanların, çalışma koşullarından emeklilik haklarına; eğitim fırsatlarından toplumsal role kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığına şüphe yok. Kendimce bir not düşmek isterim: Pandemi sonrası dönemde, din hizmetlileri toplumun manevi yaralarını sararken büyük fedakârlıklar gösterdi. İşte bu tür istişareler, onların sesini daha güçlü bir şekilde duyurabilmek için vazgeçilmez bir öneme sahip.

Bu anlamlı günde, Genel Başkanımız sayın Ali Yıldız başta olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerine ve istişare heyetine gönülden teşekkür etmek lazım. Onların özverili çabaları, Diyanet-Sen’i gerçekten büyük bir aile hâline getiriyor. Rabbim yolumuzu açık, birliğimizi daim eylesin. #BizBüyükBirAileyiz etiketiyle paylaşılan bu ruh, aslında hepimize önemli bir ders veriyor: İstişare, sadece toplantı salonlarında değil, günlük hayatımızın her alanında uygulanmalı. Belki de ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şey tam da budur: Fikirleri özgürce ve saygıyla tartışarak, ortak hakikate birlikte ulaşmak.

Sonuç olarak, Diyanet-Sen’in Amasya buluşması, sendikacılık anlayışının şiirsel yüzünü gözler önüne serdi. Bu tür etkinlikler, sadece içe dönük değil; aynı zamanda tüm topluma ilham veriyor. Umarım bu istişarelerin meyveleri, din hizmetlilerimizin hayatında somut iyileşmeler olarak geri döner. Zira bir toplumun manevi temelleri ne kadar güçlü olursa, maddi yapıları da o kadar sağlam olur.