Hasan Urhan

hasanurhan@diyanetsen.org.tr
15 Mayıs Sendikacıları Yine Sahada…
Sendikalar için 15 Mayıs çok önemli. Çünkü 4688 Sayılı Toplu Sözleşme ve Sendikalar Yasası gereği en fazla üyeye sahip sendika ve konfederasyon, çalışanları temsilen Toplu sözleşme masasına oturacak, çalışanların haklarını savunacak, ekonomik ve sosyal haklarını koruyacak, çalışma şartlarını kolaylaştırıcı talep ve önerilerini sunup pazarlık yapacaktır.
KİK görüşmelerine yetkili sendika olarak katılacak, kurum çalışanlarının biriken sorunlarını kuruma taşıyarak çalışanları rahatlatacak sonuçlar için mücadele verecektir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile yapılacak KPDK toplantılarına yetkili sendika olarak katılarak çalışanların talep ve sorunlarını masada görüşerek kazanıma dönüştürecektir.
Bunları yapabilmek için yetkili olmak yani en çok üyeye sahip olmak gerekiyor. Bakmayın siz mantar gibi türeyen, reklam ve mektup sendikacılığı yapanlara. Bakmayın siz sosyal medyadaki kalemşör sendikacılara. Bakmayın siz başkasının yaptıklarını sahiplenip biz yaptık, biz talep ettik diyen palavracı sendikacılara… Yasanın size vermediği hangi yetkiyle bunları yapıyorsunuz diye sormak lazım onlara. Biz söze değil yazıya ve kazanımların altındaki imzayı atanlara bakarız. Hangi yetkiyle ne zaman kazanım elde ettiniz diye sormazlar mı adama. Burası muz cumhuriyeti mi?
21 Yıldan bu yana 15 Mayısta üyelerinden yetki alarak kazanım elde eden ve Diyanet ve Vakıf hizmet kolunda her ne kazanılmış ise altında imzası bulunan tartışmasız Diyanet-Sen’dir. 15 Mayıs sayımları yaklaşırken üyelerinin ve çalışanların beklenti, problem ve taleplerini nasıl çözeriz diye bir yaklaşım beklenir sendikalardan. Gel gör ki, yetkiyi alamayacaklarını biliyorlar, bir hizmet üretemeyeceklerini de biliyorlar ama buna rağmen Mayıs ayı yaklaştıkça sendikacı oldukları akıllarına gelip sahada canhıraş koşturuyorlar. Tabi ki koşturacaklar sendikacı olmanın gereği bu ama koştururken de sahayı kirletmeden hareket etmelerini bekleriz. Biz yetkiyi alıyoruz veya alacağız dediklerini duymuyoruz. Üyelerine veyahut üye yapmak istediklerine sizin şu şu taleplerinizi yerine getireceğiz, problemlerinizi ortadan kaldırmak için çalışacağız gibi cümleler kurmuyorlar. Toplu Sözleşme masasına oturuyoruz diyemiyorlar. KİK kararlarının altında bizim imzamız var diyemiyorlar. Ya ne diyorlar bu sendikamsı yapılar: Yetkili sendikanın tüm kazanımlarını yok sayıp olumsuzluklar üzerinden cümle kuruyorlar. “ Yıllardır a Diyanet-Sen üyesisiniz, biraz da bize üye olun. Kardeş değil miyiz.” , “15 Mayıs’a kadar bizde durun sonra gidersiniz.”, “ Bize üye olursanız ve şu tarihe kadar durursanız size şu promosyonu vereceğiz.”, Bize üye olursanız diye başlayan bol ve boş vaatli sözlerden başka yaptıkları bir şey göremezsiniz. Elbette sendikalar kendini anlatır ne yapacaklarını, fikrini zikrini ifade ede. Bunda bir sorun yok. Sorun şu ki yapamayacaklarını bile bile yalan söylemeleri, boş vaadlerle duygu sömürüsü yapmaları, yetkili sendikaya iftira atmaları, karalama yapmaları işte asıl sorun bu. Hele bunu yapanlar Diyanet teşkilatında görev yapan din görevlisi ise, iki üye alayım diye gıybet, dedikodu ve iftira atıyorsa işte esas sorun budur. Biz erdemliler hareketi olarak bir taraftan kazanım elde ederken bir taraftan da bu şekilde sahayı kirletenlerle ilgili de mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
Görünen o ki, 15 Mayıs bizim için yeniden yetkiyle taçlanacağımız yıl olacak. Din Görevlileri ve Vakıf çalışanlarımızın problem ve beklentilerini masaya biz taşıyacağız. Kronikleşmiş problemlerin çözümü için biz koşturacağız. Bakın biz dersimize çalışıyoruz. Nisan ayı içerisinde KİK görüşmelerimiz var, Ağustos ayında 8. Dönem Toplu Sözleşme maratonumuz var. Sahayı karış karış geziyoruz. Talepleri, beklentileri alıyoruz ve bununla ilgili çalıştaylar yapıyoruz yapacağız. Bizim boşa geçirecek, boş konuşacak ne zamanımız ne de lüksümüz var. Sahada ve Masada biz olacağız, çalışanlarımız problemlerin çözümünü bizden bekliyor.
Biz yetkili sendika olarak 4688 sayılı yasanın eksikliklerine ve tutarsızlığına rağmen bugüne kadar yüzlerce kazanım elde etmiş bir sendikayız. Üyelerimiz ve çalışanlarımız bunu iyi bildiği için yine “yaparsa Diyanet-Sen yapar” diyerek bize olan desteklerini sürdürüyorlar. Her türlü olumsuzluğa ve rakip sendikaların karalamalarına rağmen yeni kazanımlar, yeni haklar elde etmek için zaman mefhumu gözetmeden çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Yılın 365 günü sahalarda teşkilat çalışmaları yapan, köyden kasabaya, ilçe ilçe, il il ziyaretler gerçekleştiren, örgütlü gücün önemini anlatan, tüm Türkiye’yi kapsayan 6 bölge teşkilat eğitim toplantıları ile teşkilatının lider kadrosunu sendikal eğitimden geçiren, il divan toplantıları, istişare toplantıları ile karda kışta, kavurucu sıcakta, üyesinin mutlu gününde düğününde, acısında ölümünde yalnız bırakmayan, ümmetin ve mazlumların yanında olan Diyanet-Sen, Diyanet ve Vakıf görevlilerinin 21 yıldır güvenle üye oldukları kendilerini ait hissettikleri Türkiye’nin sendikalaşma oranı en yüksek sendikası olmanın haklı onurunu yaşıyor.
22. kez yetkiyi almaya gün sayarken Diyanet ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanlarından ricamız size gelenlere bu güne kadar ne haklar elde ettiklerini, hangi problemi çözdüklerini ve bunu hangi yetkiyle yaptıklarını sorgulamanızı istiyoruz. Sendikacılık hatır gönül işi değil bir hak arama mücadelesidir. Hangi sendika ümmetin, milletin ve çalışanların derdine ne kadar derman olmuş onun sorgulamasını yapalım. Milletimizi ilgilendiren konularda ne yaptıklarını, yangın, sel, deprem vs. gibi afetlerde ne kadar yardım yaptıklarını, Filistin, Suriye, Irak, Doğu Türkistan gibi ümmetin yarası olan konularda nerede durduklarını ve ne yaptıklarını sorgulamanızı istiyoruz. İşte tüm bu sorgulamaları yaptığınız zaman yüz akı ile cevap verecek, durduğu yerin hakkını verecek tek konfederasyon Memur-Sen, tek yetkili sendika Diyanet-Sen’dir. Biz birlikte güçlüyüz. Güçlerimizi birleştirirsek daha çok sesimiz çıkar daha çok kazanım elde ederiz.
Biz diyoruz ki “ Sen Yoksan Biz Bir Eksiyiz” Zirveden yeni ufuklara ulaşmak için herkesi bu kutlu yürüyüşe davet ediyoruz. Memur-Senli ve Diyanet-Senli olmak bir ayrıcalıktır. Selam ve Dua ile…
Hasan Urhan
- 15 Mayıs Sendikacıları Yine Sahada…
- Yetkili Sendika “Ne Yapar” Diyenlere…
- KİK Görüşmelerinin Ardından
- Dünyanın Gözü Önünde Gazze
- 21. Kez Yine Yeniden Diyanet-Sen
- Diyanet ve Vakıf Görevlilerinin Güvencesiyiz
- Bizim Mücadelemiz Haksızlığa Karşı Hakk’ın Yanında Olma Mücadelesidir
- Yeni Kazanımlar İçin Mücadelemiz Devam Ediyor
- Her Yeni Başlangıç Yeni Bir İmkandır