Memur-Sen, çözüm sürecine yönelik bir rapor hazırladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün İstanbul'da akil insanlarla yaptığı ilk toplantıda Genel Başkan Ahmet Gündoğdu tarafından dile getirilen ve Başbakan'a sunulan raporda, çözüme yönelik 36 maddelik öneri yer aldı.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, "Kurban Bayramlarını beş yıldızlı otellerde esarete çevirmeyin" dedi.

Diyanet-Sen’in 18 Ağustos 1998’de Ahmet Yıldız ve bir grup münevver din görevlisi arkadaşıyla başlattığı kutlu yolculuğu 25 yıldır kuruluş ruhundan taviz vermeden devam ediyor. Diyanet ve Vakıf görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarının korunup geliştirilmesi, vesayetin son bulması, haksızlıkların giderilmesi, yasakların kaldırılması için girişilen bu kutlu yolda yetki ile birlikte öyle güzel kazanımlara imza attık ki yine Rahmetli Kurucu Genel...

Ecdadımız uğrunda büyük bedeller ödeyerek, bizlere her safhası parlak zaferlerle dolu şanlı bir tarih armağan etmiştir. Büyük Zafer 30 Ağustos'ta, emperyalizme karşı baş eğmemeye, var kalmaya kararlı bir milletin irade beyanının taçlandığı bir tarihin ifadesidir, milletin yeniden dirilişidir. 30 Ağustos, milletimizin hiçbir zaman, esaret ve dayatmaya boyun eğmeyeceğinin göstergesidir.

Memur-Sen'in ABD Büyükelçiliği önünde gerçekleştirdiği eylemde konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Sömürgeci düzen; müttefik değil köle, ortak değil müstemleke aramaktadır. Bu nedenle ABD, emperyalizme boğun eğmeyip, yeni sömürge düzenine itiraz eden Türkiye’yi hedef almaktadır. Ama artık karşısında uzlaşma adı altında ihanete, ittifak adı altında esarete eyvallah diyen bir Türkiye yok! Çünkü artık Yeni Türkiye; Tehditlere pabuç...

Ecdadımız uğrunda büyük bedeller ödeyerek, bizlere her safhası parlak zaferlerle dolu şanlı bir tarih armağan etmiştir. Büyük Zafer 30 Ağustos'ta, emperyalizme karşı baş eğmemeye, var olmaya kararlı bir milletin irade beyanının taçlandığı bir tarihin ifadesidir, milletin yeniden dirilişidir. 30 Ağustos, milletimizin hiçbir zaman, esaret ve dayatmaya boyun eğmeyeceğinin göstergesidir.

Ecdadımız 30 Ağustos’ta uğrunda büyük bedeller ödeyerek, bizlere her safhası parlak zaferlerle dolu şanlı bir tarih armağan etti.

29 Ekim, asırlar boyu hür ve bağımsız yaşamayı varlığının temel ilkesi bilmiş milletimizin birlik ve bütünlük içinde yaşama kararlılığını ortaya koymuştur.

Tevhidi kanıyla kurtaran, tarihe bile sığmadığı için ebediyete taşınan, vurulup yatarken meleklerin tertemiz alınlarından öptüğü ecdadımız, İslâm’ı boğmak, vatanımızı işgal, milletimizi esir etmek isteyen emperyalistlere karşı gösterdiği insanüstü direnişle, sadece tarihin şanlı sayfalarında altın harflerle yerini almakla kalmamış, gelecek nesillere üzerinde onurla yaşayacakları bir vatan armağan etmiştir.

Tarihimiz, ecdadımızın uğrunda büyük bedeller ödeyerek kazandığı destansı zaferlerle doludur. 30 Ağustos, millet olarak zulme direnmenin, ezelden beri esarete karşı çıkmanın adı; kadim tarihimizde müstesna bir yeri olan önemli zaferlerden biridir.

Tarihimize altın harflerle yazdığımız Çanakkale Zaferi’nin 108. yıl dönümünü kutluyoruz. Binlerce vatan evladının kanları ile yazdığı bu destanı aynı ruh, şuur ve inançla idrak ediyoruz.

Yaşamak için değil, yaşatmak için savaştılar. Geri dönmek için değil ölmek için gittiler. 'İnsanoğlu'na ait bu en yüksek duygu Çanakkale Ruhudur. Milletimizin kahramanlık destanı Çanakkale Savaşı’nı zaferle sonuçlandıran bu ruhu 109. yıldönümünde yeniden anlamak ve değerlendirmek durumundayız.